NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
71 - (2432) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب وابن
نمير. قالوا:
حدثنا ابن
فضيل عن
عمارة، عن أبي
زرعة. قال:
سمعت أبا
هريرة قال:
أتى
جبريل النبي
صلى الله عليه
وسلم. فقال: يا رسول
الله! هذه
خديجة قد
أتتك. معها
إناء فيه إدام
أو طعام أو
شراب. فإذا هي
أتتك فاقرأ
عليها السلام
من ربها عز
وجل. ومني.
وبشرها ببيت
في الجنة من
قصب. لا صخب
فيه ولا نصب.
قال أبو بكر
في روايته: عن
أبي هريرة.
ولم يقل: سمعت.
ولم يقل في
الحديث: ومني.
[ش
(سمعت أبا
هريرة) هذا
الحديث من
مراسيل الصحابة.
وهو حجة عند
الجماهير.
وخالف فيه
الأستاذ أبو
إسحاق
الأسفرايني.
لأن أبا هريرة
لم يدرك أيام خديجة.
فهو محمول على
أنه سمعه من
النبي صلى الله
عليه وسلم. (قد
أتتك) معناه
توجهت إليك.
(فإذا هي أتتك)
أي وصلتك.
(فاقرأ عليها
السلام) أي سلم
عليها. (من قصب)
قال الجمهور
العلماء:
المراد به قصب
اللؤلؤ
المجوف
كالقصر
المنيف. وقيل
قصر من ذهب
منظوم
بالجوهر. قال
أهل اللغة:
القصب من
الجوهر ما
استطال منه في
تجويف. قالوا:
ويقال لكل
مجوف قصب. وقد
جاء في الحديث
مفسرا ببيت من
اللؤلؤ محياة.
وفسروه بمجوفه.
قال الخطابي
وغيره: المراد
بالبيت هنا القصر.
(صخب) الصخب
الصوت
المختلط
المرتفع. (نصب)
النصب المشقة
والتعب. ويقال
فيه: نصب ونصب.
لغتان حكاهما
القاضي وغيره.
كالحزن والحزن.
والفتح أشهر
وأفصح وبه جاء
القرآن. وقد
نصب الرجل
ينصب، إذا
أعيا].
{71}
Bize Ebû Bekr b. Ebi
Şeybe ile Ebû Kureyb ve İbni Numeyr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni
Fudayl Umâra'dan, o da Ebû Zür'a'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Ebû
Hureyre'yi şunu söylerken işittim,
Cibril, Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e gelerek:
— Yâ Resûlallah! İşte
Hatice sana yönelmiştir. Beraberinde bir kab vardır ki, içinde katık yahut
yiyecek veya içecek vardır. Sana geldiği vakit ona Rabbi (Azze ve Celle)'den ve
benden selâm söyle! Hem kendisini cennette (inci) kamış (ın) dan bir evle
müjdele! O evde ne gürültü olacak, ne de meşakkat! dedi.
Ebû Bekr kendi
rivayetinde «Ebû Hureyre'den» dedi. «İşittim» demedi. Bu hadisde o: «Benden de
selâm et!» cümlesini söylemedi.
İzah:
Bu hadisi Buhâri
«Menâkıbu'l-Ensar» ve «Tevhid» bahislerinde; Nesâi «Menâkıb»'de tahric
etmişlerdir.
Hadis sahabenin
mürsellerindendir. Çünkü Hz. Ebû Hureyre, Hatice (Radiyallahu anha)'nın
günlerine yetişmemiştir. Fakat cumhûr-u ulemâya göre sahabenin mürselleri huccetdir.
Ebû Hureyre'nin bunu ya Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den yahut başka bir
sahâbiden işittiğine hamlolunur.
Taberani 'nin
rivayetinden anlaşıldığına göre Cibril, Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'e, Hira dağında iken gelmiştir. Yine Taberani'nin rivâvetine göre ona
Hz. Haticenin karıştırma getirmekte olduğunu haber vermiştir. Müslim'in
rivayetinde râvinm şekkettiği anlaşılıyor. Yâni Hz. Cibril'in katık mı, yoksa
yiyecek veya içecek mi dediğini kestirememiştir. Babımızın rivayetinde Hz. Hatice'nin
selâmı nasıl kabul ettiğinden bahsedilmemiştir. Taberani'nin rivayetinde
bilmukabele : «Selâm odur ve selâm ondandır. Cibril'e de selâm olsun!» dediği
bildirilmektedir.
Cumhur ulemâya göre
hadisde zikri geçen kamışdan murad; içi boş inci kamışıdır. Bâzıları üzerine
cevher dizilmiş altın kamış olduğunu söylemişlerdir. Hattâbi ve diğer bazı
ulemâya göre buradaki evden murad da köşktür.
Hadis-i şerif Hatice
(Radiyallahu anha)nın faziletlerine delildir. Bâ husüs selâmı alırken Allah'a
da selâm olsun demeyip, «Selâm odur» ifadesini kullanması zekâ ve idrâkinin pek
büyük olduğunu gösterir. Çünkü selâm —yerinde de görüldüğü vecihle— Allah'ın
isimlerinden biridir. Bundan dolayı Allah'a selâm olsun denilmez. Hz.
Hatice'nin yaptığı gibi, «Selâm odur> denilir.